Size ilginç gelebilir fakat, gerçekte böyle bir adım atabilme cesareti, şahısların kişiliklerinden çok fazla, girişimcilik deneyimi hakkında ne kadar bilgi sahibi olduklarına bağlıdır. Çıkarlarını bir meslek sahibi olarak düşleyen insanlar, çoğunlukta bunu gerçekleştirir. Fakat girişimciliği ancak başkalarının (örnek olarak daha atak veya risk alabilen insanların) kalkışabileceği büyük ve korkunç bir serüven şekilde görenler ise o adımı basit şekilde atamaz.

Bu nedenden dolayı, eğer siz de günün birinde kendi kendinizin patronu olmayı düşünüyorsanız, atmanız gereken en ciddi adım, girişimciliğin esas niteliklerini öğrenmektir. Size bunu yapmanızı kolaylaştıracak 4 temel tavsiye verebilirim:

1. Yeni arkadaşlar edinin.

Girişimciliğin gerçekten nasıl bir şey olduğunu öğrenmenin azami yolu birkaç girişimciyle tanışmaktır. Bu kişilerin her zaman medyanın odağındaki meşhur girişimciler olması gerekmez. Kendi adına çalışan, normal ve sıradan insanlar olmaları yeterli olacaktır. Öncelikle kendi demografinize uyan girişimcilerle bağlantı kurun – böyle yapmanız, “hey, onlar başardıysa, ben de yapabilirim” diye düşünmenize yardımcı olur. Fakat sonradan daima alanınızı genişletin ve değişik sektörlerden kişilerle tanışmaya bakın. Girişimciliğin çok değişik modelleri bulunur. O nedenden, ne kadar çok model deneyimlerseniz, sizin için o kadar iyi olur.

Eğer tanıdığınız hiç bir girişimci yok ise çevrenizdeki kişilere sıkıntı ve onlardan yardım isteyin. Ya da Linkedın ya da Facebook bunun gibi sosyal gruplara katılın ve oralarda yer alan mesajları dikkatle incelemeye başlayın. Görüşlerini enteresan bulduğunuz kişileri kahve içmeye çağırın ve bu davetlerin devamını da getirin. Size yararlı olabilecek kaynaklar, gruplar ya da toplantılar önerebilirler mi ve sizi diğer girişimcilerle tanıştırabilirler mi diye öğrenmeye çalışın.

2. Kendinize Birkaç Yeni Rol Modeli Seçin.

Yeni arkadaşlar edinmenin yanı sıra, iş dünyası arasında göze çarpan bir yer edinmiş olan girişimciler arasından kendinize birkaç örnek girişimci seçmeniz de ciddi bir şeydir. Belki onları kahve içmeye çağırabilirsiniz, fakat şirketlerini ve kendilerini uzaktan izleyerek bile çok şey öğrenebilirsiniz.

Beğendiğiniz ve takdir ettiğiniz üç marka yada kuruluş belirleyin. Sonra o kuruluşların liderlerini izleyebilmek için mümkün olduğu kadar çok fazla yöntem bulun – mesela yayınladıkları blogları, makaleleri, Facebook profillerini takip edin. Eğer varsa, yazdıkları kitapları okuyun. Röportajlarını okuyun. Kişiliklerinin ve liderlik tarzlarının temsil ettikleri şirketleri ve markalarını  nasıl şekillendirdiğini düşünün. O şirketlerle ilgili haberleri yakından izleyin ve kendi deneyimleri hakkında paylaştıkları her şeyi not edin.

3. Müşterisi olduğunuz küçük şirketlere aşık olun.

Bazı küçük şirketlere karşı hususi bir sevgi duyulur. Bir alıcı olarak, bazılarıyla her zaman daha farklı bir ilişkiniz olur. Bu bazen yıllar arasında izlediğiniz değişimden, bazen firma sahibiyle olan yakınlığınızdan, bazen de şirketin sunduğu ürün yahut hizmetin ayrıntılarına gösterilen özenden kaynaklanır.
Tüm bunlardan öğrenebileceğiniz çok şey bulunmaktadır. Bu sebepten dolayı, girişimcilerle yakınlık kurmanın yanı sıra, bazı firmaların kendisiyle de yakınlık kurmanız önemlidir. Halen müşterisi olduğunuz şirketleri ve ya ürünlerini beğendiğiniz yeni girişimleri bir düşünün. Bu firmaların sahipleri ya da hikâyeleri konusunda ne biliyorsunuz? Hedefleri nelerdir, hangi yöne gitmekteler? Yaptıkları değişik, dikkat çeken ve özgün şey nedir? Neyi özellikle iyi yapıyorlar? Bir alıcı olarak bu konulardaki deneyimleriniz üzerinde düşünerek, kendi gösterinizi sahneye koymak için çok sayıda ciddi ipucu elde edebilirsiniz.

4. “İş” meselesi için kafanızda yer etmiş korkuları silin.

Girişimci adaylarının pek çoğu konunun “iş”le ilgili nedeni ile korku duyar. Bir işi yönetmek için sahip olmaları gereken beceri ve ayrıntıları çok abartır ve daha işe başlamadan öncelikle dahi dev gibi dağlar aşmaları, zorlu deneyimler yaşamaları gerektiğini sanırlar.

Ama mühim olan bu canavarla yüzleşebilmektir. Gerçekte hadise hiç de sandığınız kadar zor değildir ve başarılı olabilmek için Master dereceniz olması da gerekmez. Küçük işletmelere yönelik Inc., Forbes veya Fast Company  gibi dergilerden birini seçin ve buna abone olmak için 15 dolarlık bir yatırım yapın. Dergiyi her ay dikkatle inceleyin, fakat yalnızca size enteresan gelen makaleleri de okuyabilirsiniz. Kısa bir süre sonra iş sahibi olmanın hiç de gizemli bir şey olmadığını göreceksiniz. İşlerin perde arkasını, kuruluş profillerini, belirgin engellerin nasıl aşılabileceği hakkındaki soru ve cevapları okudukça, girişimcilik deneyimi hakkında çok fazla şey öğreneceksiniz.
İnsanlarla konuştukça, okuma listeniz arttıkça ve girişimciliğin nasıl bir şey olduğu hakkında giderek daha fazla düşünmeye başlayacaksınız, olayın sandığınızdan da korkutucu ve büyük bir şey olmadığını anlayacaksınız. O zaman da “günün birinde” dediğiniz o gün, biraz daha yaklaşmış olacak.